Türkiye’de Kritik Altyapıların Doğal Afetlerden Korunmasında Uygulanabilecek İyileştirme Stratejileri ABD Örneği - Bölüm 9

Türkiye’de Kritik Altyapıların Doğal Afetlerden Korunmasında Uygulanabilecek İyileştirme Stratejileri: ABD Örneği – Bölüm 9

Ahmet ÇOLAK

Dördüncü Bölüm

ABD’deki Kritik Altyapılar ve Afet Yönetimi

Kritik altyapıların doğal afetlerden korunmasında eski tarihlere uzanan çalışmalarının varlığı ve dünyada birçok ülke tarafından örnek alınan uygulamalara sahip olması sebebiyle ABD model ülke olarak seçilmiştir. Bu çerçevede hareket ederek ABD politikalarında öne çıkan uygulamaları tespit edebilmek maksadıyla öncelikle resmî belgelerde bir doküman incelemesi yürütülmüştür. Ayrıca pratik uygulamaların, planlarla ilişkisini daha iyi yorumlayabilmek adına öne çıkan olaylar vaka analizine tabi tutulmuştur.

Yapılan çalışmalardan elde edilen bulgular bağlamında; öncelikle önem arz eden kurum, sistem, direktif ve planlar ele alınmış, arkasından yürütülen uygulamaların analitik bir çerçevede sunulması amacıyla, 16 kritik altyapı sektöründe dört afet yönetim evresi kapsamında yürütülen çalışmalar vaka analizleri ile desteklenerek incelenmiştir.

Çalışmalarının varlığı ve dünyada birçok ülke tarafından örnek alınan uygulamalara sahip olması sebebiyle ABD model ülke olarak seçilmiştir.

4.1. ABD Afet Yönetimi ve Kritik Altyapılar

ABD’deki kritik altyapıların korunmasına ilişkin yasal belgelerin incelenerek bir doküman analizi yapılması amacıyla öncelikle bu belgelerin yer aldığı DHS’ye ait resmi internet sitesi www.dhs.gov ve kritik altyapı sektörlerinin korunması amacıyla faaliyet yürüten DHS’ye bağlı Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenlik Ajansı’nın (CyberSecurity & Infrastructure Security Agency) www.cisa.gov isimli internet sayfalarında tarama yapılarak resmî belgelere ulaşılmıştır. Bu belgelere ulaşılması ve gerekli doküman analizlerinin yapılması sürecinde kritik altyapı koruması ve araştırmayla alakalı olan “critical infrastructure”, “natural hazards” “critical” ve “critical instution” anahtar kelimeleri kullanılmıştır. Gerekli taramanın yapılması ve yeterli dokümanın elde edilmesine müteakip ABD’deki kritik altyapıların afet yönetimi çerçevesinde nasıl ele alındığı ve ABD’deki afet yönetimine ilişkin analizler yapılarak aktarılmıştır.

Çalışmamızda elde edilen veriler ışığında ABD acil durum yönetim sisteminin, afet ve felaketlere yönelik bütüncül ve kapsamlı bir mücadele fikrini (All-Hazards) benimsediği ifade edilebilmektedir. Bu yaklaşıma göre, farklı tehlike senaryolarının belirli ortak noktalara sahip olduğu ve bu nedenle, tehlikelerin azaltılması ve hazırlıklı olunması için ortak bir planla yönetilmesi gerektiği açıklanmıştır (Bodas vd., 2009). ABD acil durum yönetimine rehberlik eden stratejik belgeler, özellikle böyle bir yaklaşımın önemini ve çok sayıda olay türünü kapsayacak kadar esnek bir ulusal afet yönetimi perspektifine olan ihtiyacı ele almaktadır.

ABD’nin afet yönetim sürecinin üzerine temellendirdiği strateji belgeleri; Ulusal İç Güvenlik Stratejisi, (National Strategy for Homeland Security) Ulusal Olay Yönetim Sistemi (National Incident Management System) ve Ulusal Müdahale Çerçevesi (National Response Framework) dir. Bu belgeler ABD afet yönetiminin genel amacını ve izlemesi gereken politikaları açıklamakta, kamu ve özel kurumların afet yönetimi kapsamında hangi rolleri yerine getirmesi gerektiğini izah etmektedir (Owen, 2016).  Bu belgeler içerisinde kritik altyapıların doğal afetlerden korunması amacıyla yönlendirmelerin yapıldığı, kritik altyapıların toplumun güvenliği ve refahında önemli bir rol oynadığına dair ifadelerin kullanıldığı görülmüştür. ABD’nin afet yönetim politikalarında öncü role sahip olan stratejik belgeler ve kritik altyapıların bu yönetim politikasında hangi bakış açısıyla değerlendirildiği aşağıda açıklayıcı bir şekilde incelenmiştir.

4.1.1. İç Güvenlik Bakanlığı (DHS)

ABD’de afet yönetimiyle görevlendirilen kuruluş bazı görev ve yetkileri sebebiyle Türkiye’deki İçişleri Bakanlığı’yla kısmi benzer özelliklere sahip olan DHS’dir (Yılmaz, 2014). ABD tarafından 2003 yılında yayımlanan Kritik Altyapıların ve Temel Varlıkların Fiziksel Korunmasına İlişkin Ulusal Strateji (The National Strategy for The Physical Protection of Critical Infrastructures and Key Assets) belgesinde DHS’nin kritik altyapıların doğal ve insan kaynaklı afetlerden korunmasındaki kapsayıcı rolü belirtilmiştir. İlgili belgede, DHS’nin kritik altyapıların korunmasında federal yönetim, yerel yönetim ve özel sektör arasındaki iş birliğini sağlamaya yönelik hizmet vereceği, sektörler arası koordinatör olarak DHS’nin bu stratejinin temel unsurlarının ayrıntılı olarak geliştirilmesinden ve uygulanmasından sorumlu olacağı ifade edilmiştir. (The White House, 2003, s. 17).

ABD İç Güvenlik Bakanlığı

Belgede ayrıca; DHS’nin ulusal düzeydeki kritik varlıkların, sistemlerin ve işlevlerin eksiksiz, güncel ve doğru bir değerlendirmesinin yapılması, kritik altyapı sektörlerindeki güvenlik açıklarının analiz edilmesi, kritik altyapıların federal, yerel ve özel sektör iş birliği ile korunması sürecinde federal ve yerel yönetimlerin doğal afetlere karşı verdiği ortak mücadeleye rehberlik etmesi gerektiği vurgulanmıştır (Bush, 2003).

4.1.2. Federal Acil Durum Yönetim Ajansı (FEMA)

ABD’de doğal ve insan kaynaklı afetlere müdahale amaçlı faaliyet yürütmekten sorumlu olan kurum DHS’ye bağlı olan FEMA’dır. FEMA’nın başlıca görevleri arasında afetlere hazırlık yapmak ve federal hükümet adına afet müdahale operasyonlarında koordinasyonu sağlamak bulunmaktadır (Naylor, 2009). ABD genelinde 20.000’den fazla çalışanı olan FEMA’nın iş gücü büyük afetlerde 50.000’i geçebilmekte ve merkezi başkent Washington’da bulunan FEMA’nın ABD çapında 10 bölge ofisi bulunmaktadır (FEMA, 2023a).

FEMA tarafından kritik altyapıların korunmasına yönelik çalışmalar yürütülmekte ve bu altyapıların doğal ve insan kaynaklı afetlerden en az zararla kurtulmasına yönelik eğitimler verilmektedir. Bu eğitimlere örnek olarak, DHS tarafından oluşturulan Ulusal Altyapı Koruma Planları’nın (National Infrastructure Protection Plan) doğru bir şekilde uygulanması amacıyla afetlerle mücadeleden sorumlu kamu personeline verilen kurslar gösterilebilmektedir (FEMA, 2023b).

Öte yandan FEMA’nın afetlere yönelik hazırladığı planlarda zarar azaltma (önleme) çalışmalarının en fazla yoğunlaşılan evre olduğu ve bu evreyi sırasıyla iyileştirme, hazırlık ve müdahale aşamalarının takip ettiği yapılan araştırmalara yansımaktadır. FEMA’dan farklı olarak AFAD’ın afetlere yönelik stratejik plan çalışmalarında hazırlık ve müdahale aşamasının ön plana çıktığı ve bu aşamaları iyileştirme ve zarar azaltma aşamalarının izlediği ifade edilmektedir (Bektaş, 2022, s. 16). ABD’nin kritik altyapıların korunmasına yönelik çalışmalara Türkiye’den daha erken bir tarihte başladığı dikkate alındığında, FEMA’nın uyguladığı çalışma yöntemleri ve afet yönetimi evrelerine yaklaşım şeklinden alınabilecek dersler olduğu değerlendirilmektedir.

4.1.3. Ulusal İç Güvenlik Stratejisi

ABD’de yaşanması muhtemel doğal ve insan kaynaklı felaketlere karşı müdahale planlarını içeren temel resmî dokümanlardan biri Ulusal İç Güvenlik Stratejisi (National Strategy for Homeland Security) adlı belgedir (The White House, 2007). İlk defa 2002 yılında yayımlanan bu belge 2007 ve 2022 yıllarında revize edilerek tekrar yayımlanmıştır ve ABD’nin afetlere karşı odaklanması gereken hedeflere yönelik genel bir çerçeve çizmektedir. Terör saldırılarını önlemek ve engellemek, kritik altyapıları ve temel kaynakları korumak ve meydana gelen afetlere etkili bir şekilde müdahale etmek bu belgenin hedefleri arasında bulunmaktadır. Ulusal İç Güvenlik Stratejisi en çok terör saldırılarının önlenmesi ve bunlara karşılık verilmesi konularına değinmektedir. Bunun yanı sıra 2007 yılında yayımlanan belgede hem terör saldırılarına hem de doğal afet sorunlarına çözüm bulmak için doğal afet tehlikesini de kapsayan afet planlarının geliştirilmesinin gerektiği aktarılmıştır (The White House, 2007, s. 1).

4.1.4. Ulusal Olay Yönetim Sistemi

2004 yılında DHS tarafından oluşturulan Ulusal Olay Yönetim Sistemi (National Incident Management System) muhtemel felaketleri önlemek, bunlara karşı koruma sağlamak, müdahale etmek ve acil durumları en kısa sürede atlatmak amacıyla her düzeydeki hükümet yetkilisine, sivil toplum kuruluşlarına ve özel sektöre birlikte çalışma konusunda rehberlik etmektedir (FEMA, 2017).  Ulusal Olay Yönetim Sistemi, ABD genelinde binlerce müdahale görevlisi ve yetkili tarafından geliştirilen en iyi acil olay yönetim uygulamalarını içermektedir. Tutarlılık ve ulusal standardizasyonla birleşen bu acil durum uygulamaları, doğal ve insan kaynaklı tehditlerin afet yönetim süreçlerinde tatbik edilmektedir. Bu uygulamalar arasında doktrinsel değişiklikler, eğitimler, yayınlar, halkla ilişkiler, donanım, değerlendirme ve olay yönetim metotları yer almaktadır.

4.1.5. Ulusal Müdahale Çerçevesi

2008 yılında DHS tarafından oluşturulan Ulusal Müdahale Çerçevesi (National Response Framework) ABD’nin doğal afetler de dâhil olmak üzere tüm tehlikelere karşı yürüttüğü politikaların bir kılavuzudur (Department of Homeland Security, 2008). Ülke genelinde afet yönetimiyle ilgili kilit rolleri ve sorumlulukları belirlemek, hükümet yetkililerini, sivil toplum kuruluşlarını ve özel sektörü birbirine bağlamak için koordinasyon sağlamaktadır.

Ulusal Müdahale Çerçevesi’nde afetlere müdahale aşamasında yönetim ve sorumluluğun hangi kurumlarda olduğu ve izlenmesi gereken prosedürler açıklanmıştır. ABD’de hem doğal hem de insan kaynaklı afetlere müdahale etme sorumluluğu yerel düzeyde başlamaktadır. Afetten etkilenen ilçe, şehir ve diğer yerleşim yerlerindeki kamu görevlileri ilk müdahaleyi yapmakla yükümlüdür. Yerel kaynakları veya eyalet kaynaklarını aşan veya aşması beklenen bir olay meydana geldiğinde federal hükümet, Ulusal Müdahale Çerçevesi kapsamında afete müdahale etmektedir.

Northride Depremi

Ulusal Müdahale Çerçevesi’nde kritik altyapıların her türlü afet durumuna karşı iş sürekliliği planlarına sahip olması ve afet sonrasında kritik altyapıların hizmet vermeye en hızlı şekilde tekrar başlaması gerektiği üzerinde durulmuştur. Hızlı bir şekilde onarılan kritik altyapıların tekrar hizmete başlamasıyla toplumun afetlere daha mukavemetli hale geleceği ve afetlerden etkilenen bölgelerde gerçekleştirilen müdahale ve iyileştirme çalışmalarının daha etkili bir şekilde yürütüleceği ifade edilmiştir (Department of Homeland Security, 2008, ss. 10-11).

4.1.6. Ulusal Kritik Altyapı Koruma Planları

ABD tarafından kritik altyapıların doğal afetler dahil fiziki bütün yıkıcı etkenlerden korunması amacıyla 2006 yılında Ulusal Kritik Altyapı Koruma Planı (National Infrastructure Protection Plan) oluşturulmuş (Department of Homeland Security, 2006), bu plan 2009 ve 2013 yıllarında güncellenmiştir (CISA, 2020a). Ayrıca 2013 tarihli Ulusal Kritik Altyapı Koruma Planı çalışmasına ek olarak ABD’deki 16 kritik altyapı sektörünün her biri için Çizelge 4.1.’de gösterilen özel planlar hazırlanmıştır (CISA, 2020b).  

Bu planların hazırlanma amacına ilişkin yapılan açıklamalarda kritik altyapıların doğal ve insan kaynaklı tehditlerde korunmasının hedeflendiği ve bu nedenle kritik altyapıları korumaya yönelik planların bütüncül zarar yaklaşımı ile meydana getirildiği ifade edilmiştir. 2009 tarihli planda ABD’nin geçmişte yaşadığı Katrina ve Rita kasırgası, Northride depremi ve 2008 Mississippi nehir taşkını olaylarının kritik altyapıların faaliyetlerini sekteye uğrattığı ve diğer kritik altyapıları da kademeli olarak etkilediği ve gelecekte buna benzer olayların yaşanmaması ve yıkımın en az seviyede olmasının amaçlandığı vurgulanmıştır (Department of Homeland Security, 2009, ss. 9-12).  

Katrina Kasırgası

Ulusal Kritik Altyapı Koruma Planı ve 2013 tarihli revize plana ek olarak oluşturulan kritik altyapı sektör özel planları incelendiğinde genel olarak kritik altyapıların korunması amacıyla risk yönetimi, iletişim paylaşımı, özel sektör ve kamu işbirliği alanlarında çeşitli öneri ve tavsiyelerin kritik altyapılardan sorumlu kuruluşlara verildiği görülmektedir. Doğal afetlerin öncesi ve sonrasında kritik altyapıların korunmasına yönelik bu planlarda yer alan ilgili noktalar aşağıda sunulmuştur:

  • Doğal afetler sonucunda kritik altyapıların göreceği zararı artırma ihtimali olan güvenlik açıklarının belirlenmesi ve tedbirlerin alınması,
  • Meydana gelmesi muhtemel doğal afetlere karşı simülasyon ve modelleme çalışmalarının yapılması,
  • Kritik altyapı tesislerinde çalışan personelin doğal afetlere hazırlıklı olması için düzenli tatbikat ve egzersizlerin gerçekleştirilmesi,
  • Kritik altyapıların doğal afetlerden korunmasına ilişkin elektronik uyarı sistemlerinin kullanılması, hava durumu tahminlerinin sel ve fırtınalara hazırlanma konusunda yardımcı olduğu,
  • ABD genelinde geçmişte meydana gelen doğal afetlerin kritik altyapıları nasıl etkilediğine dair bilgilerin toplanarak analiz edilmesi ve gelecekte yaşanması muhtemel olaylara karşı bu doğrultuda önlemlerin alınması,
  • Kritik altyapıların doğal afetlere maruz kaldığı süreçlerde güvenlik birimleriyle anlık ve doğru bilgi paylaşımının sağlanması,
  • Herhangi bir doğal afet olayından sonra kritik altyapıların siber güvenliğinin restore edilmesi,
  • Kritik altyapıların çalışan sayısı, fiziki çevresi, sahip olduğu varlıklar, diğer kritik altyapılarla olan bağımlılık ilişkisi, elektronik sistemleri gibi hayati varlıkların tespit edilmesine yönelik envanter sayımlarının yapılması,
  • Kritik altyapı sektörleri tarafından gerçekleştirilen faaliyetler, mevcut durum ve envanter sayımına ilişkin yıllık rapor hazırlanarak DHS’ye gönderme zorunluluğu,
  • Koruyucu önlemler alarak doğal afetlerin yaratacağı zararların minimum seviyeye indirilmeye çalışılması.
Çizelge 4.1. ABD kritik altyapı sektör planları ve sorumlu kuruluşlar (CISA, 2020b).

Türkiye’de Kritik Altyapıların Doğal Afetlerden Korunmasında Uygulanabilecek İyileştirme Stratejileri: ABD Örneği – Bölüm 8 yazısı tıklayınız

More Reading

Post navigation

Leave a Comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir